Ulu Önderimiz boşuna satranç oynamamış.
Şah-mat meselesi. Bilmek; öğrenmek lazım. Bilmiyorsan geri çekilme
büyüklüğünü de göstermek gerek.
İmzalar atılıyor, peki ya sonuçları? Bunları düşünmüyorlar mı?...
Gülerek atılan bu imzaların altındaki nedenleri düşünmediğimizde geriye
bir bakmışız ki elde var sıfır! Eee, ne demişler? Bükemediğin eli
öpeceksin. Bence buna liderlerimiz hazırlıklı olmalı… |
|
Bizler büyük bir dünyada yaşamaktayız.
Burada, hepimize iyi kötü bazı görevler düşmekte olduğunun hepimiz
farkındayız. Bu görevlerden bazılarını bizler talep etmekte bazılarını ise
hayat bizlerin önüne koymaktadır. Seçim bizlerin önüne sunulduğunda,
bunları ya kabul eder (bazı alternatifler, hayatımızı kolaylaştırıcı
teklifler yüzünden) ya da hayır benim bu konuda yeterli tecrübem ve bilgim
yok diyerek reddederiz. Bu reddetmek aslında büyük iş, günümüzde her
babayiğidin harcı değil tabii ki…
***
İnsanların bulunduğu nokta çok önemlidir
aslında. Büyük yöneticilerin durumları; hele de yeterli bilgiye sahip
değillerse sonuçlarını varın siz düşünün. Tüm ülkeye mal olan kararlar
almak, sonuçlarını düşünmeyerek bunları yapmak.
***
Sonuçları düşünmek de aslında günümüzde pek
uygulanmıyor, ne yazık ki… Usta oyuncular karşısında sürekli kaybetmek, köşeye sıkışmak
artık bizlerin yabancı olduğu şey değil. Bizlerin bu yaşantısı
aslında satranç oynamaya
benziyor. Oynayanlar bilirler. Filler, atlar derken önemli bir taş olan vezirimizi
tehdit ederek başlayan bu
aldatmacayı günümüze uyarlarsak; Kıbrıs meselesi, Avrupa Birliği ve
Rumların bizi köşeye
sıkıştırdığını söyleyebiliriz. Ustaca…
Ulu Önderimiz boşuna satranç oynamamış.
Şah-mat meselesi. Bilmek; öğrenmek lazım. Bilmiyorsan geri çekilme
büyüklüğünü de göstermek gerek.
İmzalar atılıyor, peki ya sonuçları? Bunları düşünmüyorlar mı?...
Gülerek atılan bu imzaların altındaki nedenleri düşünmediğimizde geriye
bir bakmışız ki elde var sıfır! Eee, ne demişler? Bükemediğin eli
öpeceksin. Bence buna liderlerimiz hazırlıklı olmalı…
***
Ülke içinde yapılan bölücülük faaliyetleri,
kitaplarda yapılan değişiklikler. Tarih tekerrürden ibaret diyen
büyüklerimiz bunları sanırım görmüyorlar. Görülmeyen tarih mi, tekerrür
mü? Bilinemiyor... Çocuklar, artık bizlere düşman olan ülkeleri dost göstermeye çalışanların uydurmalarına inanacaklar.
Vatanı korumayı neye göre yapacaklar. Düşmana karşı mı? Düşman kim? Dost
gösterilen ülkeler mi?
Bunları sonradan nasıl söyleyeceksiniz? Akıl kârı değil vallahi.
Madem ki ‘barış’ diyorlar, kendi ülkelerinde neden bunu
sağlayamadılar? Düşünün bir kere…
***
‘Bağımsız devlet’ dedik,
kazandık. Ulu Önder Atatürk, şehitlerimiz ve gazilerimiz sayesinde bunu
yaptık. Bakın bağımsızlık için bunlar yapıldı. Şimdi neden bağımlı olmaya
çalışıyoruz, onlar boşuna mı canlarını feda ettiler? Sonuç onu
gösteriyor…
Güçlü bir devlet bu kadar ustaca yok
edilebilir. Kendi ülkelerinde yapamadıklarını bizlerde uygulamaya
çalışanlarda aslında suç değil; bunları kabul edende kabahat. Büyük Önder
Atatürk’ün sözlerini
yok etmeye çalışan, bunlara fırsat veren insanlara, aslında şu söz tam
uygun “YENİ NESİL, SİZİN ESERİNİZ OLACAKTIR!”
|
