Yakın Takip

 

Dr. Ünal Metin  

Okullar açıldı…


Okullar açıldı. Öğrenciler, Türkiye’nin gelecekteki umutları; sınıflarda ders başı yaptılar. Her zaman olduğu gibi bu öğrenim yılının açılışında da içi boş nutuklar atıldı. Nafakasını çıkarma telaşındaki öğretmenler, okul idarecileri mutsuz gözlerle, kendilerinin de inanmadıkları pembe renkli sözlerle öğrencilerini karşıladılar.

Okullar açıldı. Öğrenciler, Türkiye’nin gelecekteki umutları; sınıflarda ders başı yaptılar. Her zaman olduğu gibi bu öğrenim yılının açılışında da içi boş nutuklar atıldı. Nafakasını çıkarma telaşındaki öğretmenler, okul idarecileri mutsuz gözlerle, kendilerinin de inanmadıkları pembe renkli sözlerle öğrencilerini karşıladılar. Öğrencilerin de artık heyecanları eskisi gibi değil. Geçim sıkıntısı çeken aileleri onlara bir şey hissettirmek istemeseler de çocuklar her şeyin farkındalar.
Kaç çocuğun babası işsiz, kaçının ailesinde haciz korkusu var, kaçı harçlık aldı. Bilemiyoruz. Ama tahmin ediyoruz. Birçoğu yetersiz bir kahvaltı ile okula geldi. Birçoğunun babası anası geçim sıkıntısı yüzünden kavgalı. Çevreleri şiddet dolu. Çeteler, kapkaççılar okullarının etrafında fink atıyor.

KONUŞULANLAR

Yazılı ve görsel basında konuşulanlara bakın. Müfredattan, okullarımızın eğitim kalitesinden bahseden var mı?
Yok!
Ne konuşuluyor basınımızda?
Deprem nedeniyle yıkılmaya yüz tutmuş binalarda okumaya zorlanan çocuklarımızın korkuları... Servis ücretlerinin keşmekeşi... Kayıt yapılmak için zorla istenen paralar... Okul sınıfları sosyal durumlarına göre ayrılmış çocuklar... Özel okullardaki anormal fiyatlar...
Basınımızda konuşulanlar bunlar.
Kimseler çocuklarımızın iyi bir eğitim almasını; vatanına, milletine alacağı eğitimle destek olması için ahlak değerlerinin verilmesi gerektiğini yazmıyor. Bu gibi şeylerin artık modası geçti. Böyle bir eğitim anlayışıyla yetişen çocuklarımızın da gelecekleri için umutlu olamayız. Ama kimin umurunda. Nasıl olsa parası olanlar kendi çocuklarını yurtdışında okutuyorlar.

KAYIT PARASI

Her sene aynı türkü söylenir. Milli Eğitim Bakanı çıkar; asla kayıt parası alınmayacak der. Okullarda ise göz göre göre kayıt parası alınır.
Aslında kayıt parası alan okul idarecilerinin bu işte hiçbir suçu yoktur. Ne yapsın okul idarecileri. Bakanlık okullarımıza yok denecek kadar az bir tahsisat gönderiyor. Ondan sonra da okulu idare et diyor. Bu okulun yakacağı var, temizliği var, güvenliği var... Var oğlu var. Para var mı? Normal bir ailenin ihtiyaçlarına ancak yetecek kadar bir para gönderilmiş bakanlıktan. Koskoca bir okulun ancak bir aylık masrafına yetecek kadar bir para.
Şimdi burada suçlu kim?
Bugüne kadar görev yapmış bütün Milli Eğitim Bakanları suçludur.
Okullarımıza gereken önemi vermedikleri için, Türk çocuklarını kendi çocukları kadar sevip düşünmedikleri için, içi boş beyanatlar verip günü kurtarmayı düşündükleri için şimdiye kadar görev almış bütün Milli Eğitim Bakanları suçludur.
Okul müdürlerinin bu suçtaki payı en sondadır.
Basınımız suçludur. Devlet adamlarını sorgulayacaklarına, gariban idarecileri gizli kameralarla tuzağa düşürdükleri için suçludur. Vatandaşa kahramanlık yapıp, devlet adamlarına kedilik yapan basınımız suçludur.
Hepimiz suçluyuz.
Günah keçisi aramayalım!..


www.ufukotesi.com - 10 / 2005  

unalmetin11@yahoo.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.