Zekice

 

Zeki Hacı ibrahimoğlu  

Pamuk


Bazı kelimeler vardır isimlerin başında veya sonunda kullanıldığında onu kendi vasfına yakınlaştırır. İsim sahibinin davranışları bu kelime ile uyum sağlıyorsa onun için de ismi ile müsemma tabiri kullanılır. Bizde bir pamuk türedi, yeni hayat ile topluma karıştı. Herkes onu Pamuk Pamuk diye tanıdı. O Pamuk, isminin renk değiştirme özeliliğinden yararlanarak kırmızı oldu. Yani istendiğinde değişik renklere girebileceğini de gösterdi.

Sözde bir Ermeni soykırım meselesi ortaya atıldı. Pamuk neden, nereden ortaya çıktı, bu işe nasıl karıştı bilinmez. Hemen var var var var şeklinde sesini duyurdu. Sus, yok böyle bir şey diyenlere karşı bunun sesi, var var var var var diye her tarafta yükseldi. Yükselen sesi duyanlar ona uyum sağlayarak var var var şeklinde seslerini yükselttiler. PAMUK diğerlerinin bir iki adım önünde göründü.
Sadık teb’a olarak kabul edilen Ermeniler arasında komitacıların, taşnak ve hınçak çetelerinin nasıl türediğini, yörede nüfus çoğunluğunu ele geçirmek için müslüman köyleri basıp beraber yaşadıkları insanları acımasız, hain ve gaddarca nasıl katlettiklerini, halkı camilere doldurup nasıl yaktıklarını, masum insanların ölümüne dair iğrenç fıkralar anlattıklarını, Ermeni ileri gelenlerin diğer devlet büyükleri ile irtibat kurdukları, neler yazdıklarını ve bunların finansının nasıl sağlandığını patrik ZAVEN efendinin elinde idam edilmek için kimlerin listesinin bulunduğunu, Boğazlıyan kaymakamı Kemal Beyi, Urfa mutasarrıfı Nusret Beyi, Divanı harp reisi Kürt Nemrut Mustafa Paşaya nasıl idam ettirdiğini, Sait Halim Paşanın, Enver Paşanın ve Talat Paşanın Ermeni komitacılar tarafından nasıl katledildiğini, ayrıca yöre halkının katledilmesi konusunda Kazım Karabekir Paşanın Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile yazışmalarının neler olduğunu, Ermeni çetelerin zalim eylemlerine ilişkin bölge Jandarma komutanlarının raporlarının, halktan alınan yeminli tutanakların, hele hele yabancı gözlemcilerin (İngiliz, Amerikan, Fransız, Rus) raporlarının mahiyetinin neler olduğunu zavallı Pamuk’tan kimsenin sormaya hakkı yoktur. Zaten onda böyle bir vasıf da yoktur.
Pamuk; ismine uygun yumuşak huylu olacak ki, “pamuk buraya gel evlâdım” dediklerinde hemen oraya koşuyor, “bak evlâdım şunlar yok diyor, onlara haddini bildir, hadi göreyim seni” diyorlar. O da hemen var var var var var diye saldırıyor, kendisine olan sempati artıyor. Her taraftan “pamuk buraya gel evlâdım” Pamuk buraya gel diye çağrıldığında oraya buraya koşuyor. Gittiği her yerde onu kucaklıyorlar.
Bulunduğu yerlerde kendisine “ bak pamuk sen var var var diye seslendikçe sana ilgi artacak, seni ödüllendirecekler, ödülü kırmızı bir kurdele ile boynuna takacaklar, resmini çekip bütün dünyaya tanıtacaklar, şöhretin artacak, etraftan gelen taşlara aldırma, meyveli ağacı taşlarlar.” Gerçi uyuz köpeği de taşlarlar ama. Sen kendini nasıl bilirsen öylesin.
Bazıları sana var var var demenin de bir usulü var, aksi halde topluma zarar verirsin derlerse de onlara sakın kanma, aldırma. Pamuk evlâdım çok yoruldun, ödülü de sana vermediler. Hadi ortalıktan biraz çekil, biraz dinlen.


www.ufukotesi.com - 12 / 2005  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.