Aykırı Rüzgâr

 

Mustafa Can  

Pulitzer adayı-Güney Kıbrıs Sendromu


1,5 milyon değil 2,5 milyon ermeniyi kestik. Kalanlarını da sürdük. Ortadoğu haritasında kesinlikle değişiklik yapılmalıdır. Türkiye’nin sınırları tamamen Türk’lerin yaşadığı alana kadar küçültülmelidir. Yunanlıların Megalo İdea’ları hemen şimdi gerçekleşmeli, hevesleri kursaklarında kalmamalıdır. Türk Boğazları ayıp bir laftır bu boğazların ismi Ege Boğazları veya Karadeniz Boğazları olarak değiştirilmeli, haritalarda gerekli düzeltmeler yapılmalıdır.

Montrö acilen Amerika’nın da katılacağı bir toplantı ile ele alınmalı, uluslar arası barışı koruma adına Amerikalı stratejik ortağımızın her istediğine evet demeliyiz. Güney Kıbrıs lafı ayıp olmaktadır , girebilmek için taklalar attığımız birliğin üyesi olan bu devlete hak ettiği gibi davranmalıyız , tabii artık işgalden vazgeçmeliyiz. Kıbrıs’taki Türk’leri Kıbrıs’taki Rumların ve Yunanlıların şefkatli kollarına bırakmalıyız. Patriğimizin Ekümenikliğinin tartışılmaması için gerekirse kanun yamalıyız. Bu kadar yazıdan sonra Pulitzer ödülünü hak ettiğimiz düşünüyorum. Ama aşağıda yazacaklarımdan sonra herhalde bizim ödül hayalimiz yine suya düşecektir.
Acaba bu kadar sorunla uğraşan bir memleket var mıdır ki bu dünyada. Kaptan olarak neredeyse % 75ini gezdim ama ilgilenip sormama , araştırmama rağmen ben karşılaşmadım. Yunanlıların iki sorunu var ikisi de bizle. Allah’a şükürler olsun ki Amerika Orta Doğu ya özgürlük getirmeye çalışıyor da kadim dostumuz olması gereken Araplar gerçek dost gerçek düşman ayrımına varmaya başladılar.
Ben yine Güney Kıbrıs Ambargosu ile ilgili yazmak istiyorum. Böyle bir ambargo aslında zaten yoktur, bunu sanki büyük bir problemmiş gibi öne atıp sonra başka onlarca talebi gizliyorlar. Kıbrıs bayrağı taşıyan her firmanın bizim Almanya’daki işçilerimizin iki pasaportu olduğu gibi onlarında 2 bayrağı vardır. Türkiye’ye gelirken ikinci bayraklarını kullanıyorlar. Alın size örnek Yolcu Gemisi “Maxim Gorki”. “Unicom” tarafından işletilir merkezi Moskova da olup Güney Kıbrıs ta firmaları vardır bu gemide o firmanın işlettiği bir gemidir. Hukuken hiçbir şey yapamıyorsunuz, Bayrağı başka bir bayrak sadece yönetimi Güney Kıbrıs’tan yapılıyor buda Türkiye’ye giriş yapmasına engel değil.
Tekrar diyorum ki bu ambargoyu kaldırmamızı istiyor gibi görünüp Türkiye’nin bu konuda hassas olduğunu bildiklerinden sonra bir daha ki oturuma atıyorlar. Neymiş efendim zafer kazanmışız. Güney Kıbrıs Avrupa Birliği’ne artık girmiştir. Gemi sayısında da hızlı bir çözülme başlayacaktır. AB bu devlete daha fazla vergi cenneti devlet kolaylığı sağlamayacaktır. Gemilerine de sıkı kontrol getirecektir. Malta örneği var önümüzde AB ye girdikten sonra tonaj ve gemi adeti olarak üst sıralarda bulunan Malta hızlı bir inişe geçmiştir.
Kamuoyumuzun olmayan Güney Kıbrıs Ambargosu hassasiyetinin kullanılmasına müsaade etmeyelim. Güney Kıbrıs ambargosu Türkiye’ye önden verilip arkadan çok daha önemli kararlar geçirilmektedir. Bu ambargoyu AB’nin önemsediğini kesinlikle düşünmüyorum. Bundan önceki yazılarımda belirttiğim gibi madem ambargoyu koydun tam uygula diye bitiriyoruz bu yazımızı, uygulamıyorsan bu geri adımı zafere çevir.
Yaşam yelkeniniz rüzgarla dolsun.


www.ufukotesi.com - 11 / 2006  

cerencigil@yahoo.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.