-

 

Yrd. Doç. Gözde Ramazanoğlu  

Üniversitelerimizde akademik terfi bilmecesi


Akademisyen olmayan okurlarım için düşündürücü ve ilgi çekici gelebilir. Doktora eğitimini tamamlayan ve görevine Doktor olarak başlayan bir akademisyen, öğretim üyesi olduğu zaman Yardımcı Doçent unvanını alır. Doçentliğe terfisi için faaliyetlerinden puan toplar. Bu faaliyetler: Kitap yazmak, bildiri yayınlamak, makale yayınlamak, konferans vermek, bir kitabın içinde bölüm yazmak vs…

Bunlardan en yüksek puanı bile alsa yetmez… Haa… İllâ ki bir yabancı bilimsel dergide, konusuyla ilgili makale yazacak… Yabancı dergi tabiî ki yabancı dil olacak ve konusuyla ilgili bir araştırma eseri olacak.
Peki, bu kime, kimin bilgisine katkıda bulunacak… Dergi yurt dışında ve yabancı dilde olduğuna göre, Türk öğrenciler, akademisyenler ve Türk insanı bu çalışmadan bilgi alamayacak… Kim alacak? Yabancı… Yani bizim akademisyen bize değil, yabancıya hizmet ediyor olacak. Niçin kendimize değil de yabancıya hizmet edilecek?.. Bu sorunun cevabını bunu icat eden YÖK de veremiyor.
Bir de işin başka bir kötü tarafı var. O da, eğer yazan Türk ile yani Türk tarihi, Türk sanatı, Türk müziği, Türk mimarisi vs. Türk’le ilgili ise, yani meslekî mecburiyetten bunlardan birini yazmışsa, yabancı dergi problem çıkartıyor...
Bir örnek verelim: Külliyeler, İslâm-Türklerin dünyaya armağanı kültür yuvasıdır. Bazen halk okulu, bazen üniversite olarak çok yönlü kullanılır. Bilim ocağıdır. Böyle bir araştırma yazısının makalesini bahse konu Batılı, yani Hıristiyan dergiler, ilgi alanımız değil diye reddeder (elimizdeki belgelerle sabit). Oysa bir Fatih Külliyesi, bir Süleymaniye Külliyesi, dünyanın ilk üniversitelerinden olup incelemeye en lâyık eserlerdir… Ama yabancıda inanılmaz bir Türk ve İslâm antipatisi var, basmaz… Basmayınca yazan akademisyen asla doçent olamaz. YÖK bunu niye böyle yapar belirsiz, niye bu hatayı düzeltmez, o da hepten belirsiz.
Akla şu geliyor: İllâ ki yurdumuzdaki Bizans, Roma, Hıristiyan eserlerinin incelenmesini temine hizmet etmiyor mu? Bence bu bir kültür emperyalizmidir.
Kendi insanımızın bu bilgi çalışmasından mahrum olması, Türk’le ilgili bilim adamı yetişmemesi, Türkiye’miz için zararlı değil mi? Temenni ederim ki YÖK bu sistemi değiştirir.


www.ufukotesi.com - 03 / 2008  

ufuk@ufukotesi.com

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.