Kasım 2008

Ö T E S İ

 

5.05.2024 



Gezi

 
Banu Erkmen

Behramkale


Bu mevsimde fırtınalı sulardan kaçıp gelmiş bir avuç insanın sığınağına benzer Behramkale (Assos) ama aslında yazın baharın içinde açılıp saçılır gözler önüne. Hangi zaman Behramkale daha çok Behramkale’dir acaba? Erken giden yazın uğurlandığı ilk sonbahar günlerinde giderek sessizleşmesini seyrederken mi yoksa yazın ortasında bir sahil kasabası düğününün gelini gibi yüzünde gülücüklerle salınırken mi?

Tarihi büyük savaşlara, kuşatmalara sahne olmamıştır, pek çok kere el değiştirmesine rağmen bir zamanlar misafir ettiği Aristoteles’in ağırlığını taşıyan dinginliğini binlerce yıldan beri barındırır. Behramkale ile beraber aklıma gelen ilk iki isim; hemşerisi olduğu halde buraya aslında adımını bile atmamış fakat hemen karşı adasında sevdiği ve kavuşamadığı aşkı uğruna kendini kayalıklardan aşağı Ege’nin sularına bırakan antik çağın lirik kadın şairi Midilli’li Sappho ve Hermias’ın güzel kız kardeşi Pyhtias ile evlenebilmek için buraya bir felsefe okulu açan Aristo’dur. Her ne kadar bir kentin belleklerimize taşınmasını sağlayan şanlı günlerinde kalan kalıntılar, arkeolojik bulgular olsa da bir o kadar da yaşanmışlıkları ve hikâyeleri değil midir? İşte Hermias’ta Behramkale’nin hikâyesindeki başrollerden bir tanesidir. Tarihi kayıtlarda kentin Midilli adasından gelen Aiol’ler tarafından kurulduğu (M.Ö VII. yy) önce Lydialıların daha sonra Perslerin eline geçtiği nihayetinde bağımsızlıklarını elde ettikten sonra M.Ö 405 yılında oligarşik bir hükümet kurabildikleri yazılıdır. Zamanının büyük banker ve işadamı Eubulos bir ayaklanma ile bu döneme son verir ve bugünkü kıyı bölgesindeki Behramkale kentine hakim olur (M.Ö 366). Hermias ise Eubulos’un çok sevdiği hadım kölesidir. Eğitim için Atina’ya gönderilir. Burada devrinin pek çok önemli filozofu ile sınıf arkadaşlığı yapar. Eflatun’dan ders alır. Döndüğü zaman artık kentin idarecisidir. Daha sonra Behramkale’yi Eflatun’un öğrencilerinden Erastos ve Korikos’a armağan eder. Bundan sonra burası Anadolu’nun kuzey batı ucundan dünyaya doğru tutulmuş felsefe meşalesi olacaktır. M.Ö 347-345 yılları arası şehrin seyir defterine buradan Aristoteles isimli adamın geçtiği ve burada ilk felsefe okulunu kurup ders verdiği yıllar olarak kaydedilecektir. Yüzyıllar sonra Dante tarafından bilenlerin ustası olarak adlandırılacak ünlü filozof savaşlardan ve zengin hazinelerden çok aklın gelişimine ve eğitimine hizmet etmiş Hermias’ı onurlandırmıştır. Fakat Hermias’ın hayatı Pers generali Rodos’lu Memnon tarafından tuzağa düşürülerek darağacında son bulur.
O zamanların Behramkale’yi tarif etmek için antik çağın en ünlü tarihçisi Strabon’a kulak verelim; “….Behramkale doğal ve yapay olarak iyi tahkim edilmiştir. Ona deniz tarafından, limandan çok uzun ve dik bir yolla ulaşılır. Bu durumda gitarcı Skratonikos’un sözleri yerinde görülebilir. ‘ ölüm hükmünü daha çabuk vermek istiyorsan Behramkale’ye git.’ Liman büyük mendireklerle kurulmuştur… “
Behramkale’ye gittiğiniz zaman limanında artık batık olan antik iskelenin yerine daha ufak ve turistik bir iskele ile karşılaşırsınız. Eğer denizin sakin bir günü ise tepeden baktığınızda kalıntılarını görme imkânınız var demektir. Sütunlarının arasından olağanüstü gün batımlarının fotoğraflandığı Athena tapınağının bulunduğu tepeye çıkmak istiyorsanız Behramkale köyünün içinden sizi ufak bir yürüyüş bekliyor demektir. Athena, akılla kazanılan zaferin tanrıçası, bir zeytin fidesi ile bugün Atina’ya ismini veren Zeus’un gözde kızı.
Tapınağın yanı sıra kent surları, agorası, çarşısı ve tiyatrosu ayaktadır. Tarihi antik dönemin ardından büyük İskender, Bergama krallığı, Roma dönemi ve ardından 1200’lü yıllar ile birlikte Osmanlı İmparatorluğu ile devam eder. Kent surlarının yanında 14. yy bir Türk camisini de görebilirsiniz.

Peki ya bugün? Benim aklıma kışın karanlık günleri gelir Behramkale’ye gitmek. Denizin kıyısında Ege sularında kopan fırtınalı seyrederken şömine başında sıcak bir şeyler içmek isterim orda. Dünyanın sonunda küçücük bir limanda olduğumu hissettirir. Sanki gidilebilecek son noktaya gelmiş ve önümde başka gidilecek bir yol kalmamış gibi. Ya da daha yukarda köyün içinde eski taş köy evlerinden bir pansiyonda uyanıp ocağın başında inanılmaz lezzetlerle dolu bir kahvaltı ile kendimi şımartmak, köylü kadınlardan dağ kekiği alıp kilim dokumalarını seyretmek… Sanki yüzyıllardır burada, Behramkale’de olduğumu hissetmek… Ve tabi illa zeytinyağı ve balık.
Konaklama açısından limandan biraz uzakta da olsa hizmet veren standart oteller olduğu gibi, limanın içinde de eski restore edilmiş hanlarda kalabilirsiniz. Fakat bu hanların yatak sayıları kısıtlı olduğu için özellikle yaz ve bahar aylarında önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Hanlar dışında ikinci alternatifinizin köydeki pansiyonlar olmasını tavsiye ederim. Yazın gitmeyi planlarsanız eğer, tekne turu yapabilirsiniz. Ayrıca yakın çevrede Adatepe, Sokakağzı, Ayvacık, Babakale, Küçükkuyu gezilecek yerler arasında. Üstelik Truva ve Bergama antik kentlerine de oldukça yakın olacaksınız.
Ulaşım açısından eğer arabanız ile gidecekseniz mesafe 300km. Otobüs tercih edecekseniz öncelikle Küçükkuyu ve Ayvacıktan güzergâhı geçen araçları tercih etmeniz gerekiyor.
Behramkale romantik bir hafta geçirmek isteyenler için ideal... Ayrıca, arkeolojimiz ve tarih açısından önemli bir durak ya da havanın en temiz oksijenin en bol ve yeşilin en yeşil olduğu Kazdağları eteklerinde kendinizi doğanın kucağına atmak için mükemmel bir seçenek…


ufuk@ufukotesi.com

Bu yazı toplam defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002