Kasım 2008

Ö T E S İ

 

29.03.2024 



Zekice

 
Zeki Hacı ibrahimoğlu

Yağcılık ve yalakalık üzerine


Gazeteci çalıştığı gazetede yükselmek için gazetenin genel yayın yönetmenine yağcılık yapar, eğer gerçekten iyi yağ çekebilmiş ise yükselir. Televizyoncular da aynı yolu denemek zorundadırlar. Bilgi ve becerileri önemli değildir. Yağcılığı iyi yapamazlarsa işten kovulmaları kaçınılmazdır. Bürokraside beceri ve konusunda kariyer sahibi olmak önemli değildir. Önce yağcı olacaksın, üstlerine yağ çekerek, el etek öperek yükselmenin yollarını arayacaksın.

Yağ çok değerli bir besin kaynağıdır. Çok çok çeşitleri vardır:
Tereyağı, zeytinyağı, fındık yağı, çiçek yağı, margarin yağları vs. Bu yağları üreten ve satanlara da yağcı denir. Hatta bu sebeple soyadı yağcı olan vatandaşlarımız vardır. Bunlar alın teri ile üretime katkıda bulundukları için saygı duyulan insanlardır.
Besin kaynağı olmayan ancak insan hayatında önemli yeri olan yağlar da vardır. Gres yağı, gaz yağı, boya yağı (yağlı boya) gibi.
Bu yağlar da birtakım ihtiyaçlar için kullanılan yağlardır. Yağlar üzerinize bulaşmazsa çok iyi işlerde kullanılır. Ancak üzerinize bulaştığında da kokusu uzun zaman üzerinizden çıkmaz. Kendimiz ve etrafımızdakileri de rahatsız eder.
Bir de sanal yağcılarımız vardır. Bunlar da sadece güzel laf üretirler. Bu yağcılarımız çok önemli kişilerdir. Bunlara yağcılık özellikle öğretilmiştir. Çünkü bu yağcılık kolay bir iş değildir. İnsanın onuru ile ters orantılıdır. Biri yükselirken diğeri azalır. Hatta yağcılık öyle bir boyuta ulaşır ki onur kelimesinin bir mana ifade etmediğini açık olarak görürsünüz.
Gazeteci çalıştığı gazetede yükselmek için gazetenin genel yayın yönetmenine yağcılık yapar, eğer gerçekten iyi yağ çekebilmiş ise yükselir. Televizyoncular da aynı yolu denemek zorundadırlar. Bilgi ve becerileri önemli değildir. Yağcılığı iyi yapamazlarsa işten kovulmaları kaçınılmazdır.
Bürokraside beceri ve konusunda kariyer sahibi olmak önemli değildir. Önce yağcı olacaksın, üstlerine yağ çekerek, el etek öperek yükselmenin yollarını arayacaksın.
İktidar partisinin üst düzey yöneticilerine yağcılığı iyi yaparsan iş bulma garantin var demektir. “Hamili kart yakınımdır” yazısını eline aldın mı kim tutar seni.
Milletvekili olmak ve milletvekili olduktan sonra partin iktidar olmuşsa bakan olmak için lidere kul köle olursan, yağcılığı başarıyla yürütebilirsen yerin garantidir.
Bu işler hayat boyu hep böyle devam eder.
Yağcılığın biraz daha ilerlemiş haline de dalkavukluk derler.
Bu değerlendirmeyi yaparken aklıma Şükrü Kızılot Hocanın patlıcan dalkavukluğu fıkrası geldi:
Padişahın biri patlıcanı çok severmiş, ne zaman “şu patlıcan musakkaya bir türlü doyamıyorum” dese dalkavuğu da;
“Aman padişahım, siz söyleyince ağzımın suyu akıyor, akşam olsa da yesek.”
Padişah imambayıldıdan söz edecek olsa “şu imambayıldıyı icat edenin mekânı cennet olsun, nefis bir yemek, insan yemeye doyamıyor” dermiş.
Padişah; karnıyarıktan, patlıcan dolmasından, kızartmasından, kebabından, patlıcan salatasından, turşusundan ve reçelinden söz ettikçe, dalkavuk da göklere çıkarırmış.
Gel zaman git zaman padişah patlıcandan nefret etmiş, sofraya değil yemeği, salatası, turşusu, tatlısı patlıcanın “p” harfinin gelmesini bile yasaklamış.
“Şu patlıcan musakkanın neresini beğenirler de yerler, bir türlü anlamıyorum” dediğinde dalkavuk da padişahın sözünü tamamlarmış. “Aman padişahım bu musakkanın yenilmesini yasaklamak lazım.”
Padişah bir başka gün;
“Bu insanlara hayret ediyorum; o kadar güzel salata çeşidi varken akşam yemeğinde tutup patlıcan salatası yiyorlar, anlamak mümkün değil.” Dalkavuk sözünü kesercesine atılarak eklemiş, “insanlarda damak zevki diye bir şey yok, en iyisi patlıcanın yetiştirilmesini yasaklamak. Adını bile duymaktan nefret ediyorum.”
Bu konuşmaları duyan biri dayanamamış ve padişahın olmadığı ortamda dalkavuğa sormuş “yahu sen bir zamanlar patlıcanı met eder ve adeta göklere çıkarırdın, şimdi ise patlıcanı ve yemeklerini kötülüyorsun, nasıl olur da bu kadar değişebilirsin, hayret”
Dalkavuk da hemen yanıtlamış:
“Bana bak arkadaş bana bak ben patlıcanın değil padişahın dalkavuğuyum anladın mı?”
Bu fıkrayı anlatırken hemen aklıma Montesguieu’nun meşhur sözü geldi: “Dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün kazandırdığı faydadan daha fazla olursa o ülke batar.”
Ülkemiz batıyor mu? Çıkıyor mu? Onu bilemem ama biz gerçekleri, sadece gerçekleri yazmaya devam edeceğiz.
Tuzağa koyduğun yem taneleri cömertlik sayılmaz.
“Nice insanlar gördük üzerinde elbise yok, nice elbiseler gördük içlerinde insan yok:”
Bizim Rize’de güzel bir deyim var; “Ey gidi dağ adamı, semirtir yağ adamı.”
Yağcılıkla semirenler şunu iyi bilin ki; keser döner sap döner, gün gelir hesap döner. Yağlar erimeye başlar, yağcılıktan elde edilen mevkiler ve mal mülk yok olur, gider.


ufuk@ufukotesi.com

Bu yazı toplam 12325 defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002